İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın hayatını kaybettikleri helikopter kazasına ilişkin soru işaretleri sürüyor. Düşen helikopter üzerinden başlayan tartışmaların odağında “Sabotaj mı, ihmaller zinciri mi?” sorusu yer alıyor. Merak edilen diğer sorular ise düşen helikopterin 1994 Amerikan yapımı Bell 412 modeli olması ve olumsuz hava şartlarına rağmen neden uçuştan vazgeçilmediği… Tüm şüphe ve olasılıkları ‘haberglobal.com.tr’ye değerlendiren iki önemli uluslararası ilişkiler uzmanı; Prof. Dr. Hasan Köni ile Prof. Dr. Hasan Ünal ise dikkat çeken açıklamalarda bulundular.
YANITSIZ SORULAR!
Prof. Dr. Hasan Köni (Uluslararası İlişkiler Uzmanı)
“İran devlet erkanı çoğunlukla Ruslar’dan aldıkları askeri helikopterleri kullanırken, Reisi neden ABD yapımı hava aracına bindi veya bindirildi? Asıl hata Reisi ile birlikte Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın da aynı helikopterde olması. Güvenlik tedbirleri kapsamında iki önemli ismin aynı helikopterde olmaması gerekirdi. Düşen helikopterde olası füze saldırısına karşı radar takip sistemlerinin devre dışı bırakıldığı veya alçak irtifadan uçuş yapıldığını anlıyoruz. Dahası diğer iki helikopterle telsiz iletişimi kesilmiş. Sisli, puslu bir havada alçak irtifada uçulmuşsa soru işareti!”
AMBARGO ETKİSİ
“İran makamları sabotaj ihtimalinden şüphelenmiş olsa, arama-kurtarma için Avrupa Birliği’nden ‘Copernicus uydu sistemi’ için yardım istemezdi. ABD ambargosunu getirdiği yokluk ve yoksulluk İran’ı olumsuz etkiliyor. İran yıllardır sadece askeri füze yaparken, Ortadoğu’da vesayet savaşları yürütüyor. Ülke ekonomisi iflas etme noktasında. Hamas’a yönelik desteğin nedeni ise Şii hegamonyayı genişletmek.”
TÜRKİYE İLE İHTİLAF
“İran PKK’ya destek veren ülkeler arasında. Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine yapacağı 40 km derinlikli askeri operasyon İran’ı rahatsız edecektir. İran, hem Zengezur Koridorundan hem de Irak Kalkınma Yolu Projesinde de rahatsız. Her şeye rağmen Türkiye ile İran hiçbir zaman karşı karşıya gelmez ve gelmemelidir. Üretimi kısıtlı, mali ambargo altında ezilen, yüksek askeri harcamalara yönelen bir ülke halkının bugüne kadar dayanması bile aslında bir mucize. Halkın bir kısmı Şah dönemindeki gibi rahat, modern bir ülke istiyor. İran ekonomik açıdan zorlanıyor.”
İSRAİL NEDEN ÜSTLENMEDİ?
Prof. Dr. Hasan Ünal (Uluslararası İlişkiler Uzmanı)
“Şayet Reisi’ye suikast yapılmış olsa, İsrail mutlaka bunu üstlenirdi. İsrail, İran’la savaş çıkartarak, ABD ve ve AB bloğunu tamamen yanına almak istiyor. Dahası İsrail yönetimi, içinden geçilen dönem ve gelişmelerin İran ile savaş yapılabilecek son dilim olarak görüyor. Dolayısıyla İsrail yönetiminin kazanın ardından, ‘Biz yaptık’ demesini beklerdim ancak bunu yapmadılar. İsrail iki şeyden etkilenmiş olabilir; birincisi, İran’ın geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği füze ve drone saldırıları. İkinci olasılık olası savaş senaryosunda batılı ülkelerin tam kadro yanlarında olmayacaklarından endişe edilmesidir.”
KİM NE YAPABİLİR!
“İran’ın gücünü ‘arama-kurtarma’ çalışmalarındaki duruma bakarak yorumlamak yanlış olur. İran’ın elinde korkunç etkili hipersonik ve balistik füzeler var. Düşen helikopter anlatıldığı kadar eski olmadığı gibi önemli olan bakım ve parça değişimlerinin düzenli yapılması. Meselenin siyasi boyutuna bakacak olursak Reisi dini lider Hamaney’in adamı. Dolayısıyla Reisi’ye içerinden kim ne yapabilir ki? Reisi’yi koruyan Devrim Muhafızları olduğundan içeriden satın alınmış birileri olamaz. Kaza olasılığı ağır basıyor.”
Kaynak: Web Özel