Türkiye’de uzun süredir görülmemiş bir hayat pahalılığı var. Bu pahalılığın büyük bir kısmı artan enerji fiyatları ve yükselen döviz kurundan kaynaklanıyor. Türk ekonomisi pandemiden önce de kurda belirgin bir artışı görmüşken üzerine pandemi kaynaklı küresel gelişmeler de bu hayat pahalılığını artırdı. Son açıklanan Ocak ayı yıllık enflasyonu yüzde 48,69. Enflasyonu en fazla yukarı çeken tüketim maddesi ise yüzde 69,7 zamla elektrik!
İngiltere’de de hayat pahalılığı önemli bir noktaya geldi. Ülke halihazırda Avrupa Birliği’nden çıkmanın siyasi sancılarını yaşarken özellikle toplumun en yoksul kesimleri ciddi şekilde zorlanıyor. Evlerde eskisi kadar kombi yakılmıyor, yiyecek fiyatları şaşırtıyor. 61 yaşındaki Liverpool sakini Vincent Snowball, “Markete gidince şok oluyorum” demekte. İngiltere Merkez Bankası enflasyonla mücadele için faizleri iki ayda iki kez yukarı çekti.
Perşembe günü halk kötü bir haber daha aldı. Elektrik fiyatlarında ülkede uygulanan tavan fiyat yüzde 54 yükseldi. Bu faturalara yıllık 700 pound olarak yansıyacak. 22 milyon hane Nisan ayından itibaren karardan etkilenecek. Ülkede enflasyonun yüzde 7,25 ile önümüzdeki nisan ayında zirve yapması bekleniyor. İngiltere Merkez Bankası ekonomistlerine göre bu yıl son 10 yılda üçüncü kez maaşlar enflasyon karşısında zor durumda.
TOPARLANMA TOPLUMUN HER KESİMİNE YANSIMADI
61 yaşındaki Vincent Snowball ağırlıklı olarak sıcak su için termostatı açıyor. Devlet ona ayda 300 pound yardım veriyor, kirası 550 pound, yaşlı adam etrafındaki insanların yardımları ile yaşıyor. İngiltere ekonomisi her ne kadar pandemi öncesine dönse de toplumun her kesimi bu dönüşü aynı şiddette yaşamadı.
Ülkedeki fakir insanlara yemek dağıtılan (food bank) noktaların sayısı artırıldı. İngiltere’de Aralık ayında yiyecek ve alkolsüz içeceklerin fiyatı yüzde 1.3 artarak, 2011 yılından bu yana en yüksek aylık enflasyonu gördü.
Liverpool kentinde üç çocuk annesi Katie Jones, 95 sterlin gelen elektrik faturasının bu ay 140 sterlin gelmesinden şikayetçi. Market alışverişinde ise ayda 80 pound öderken şimdi 100 pound ödediğini söylüyor. 33 yaşındaki Jones eşi ile artık daha az dışarı çıktıklarını da aktarıyor. Güney Londra’da yoksul insanlara yiyecek verme hizmeti sunan Earlsfield Foodbank yiyecek çeşitliliğini azaltmak zorunda kalmış. Artık daha az verdikleri ürünler arasında deterjan ve basit kozmetik ürünleri de var. Kurumun yöneticisi Charlotte White, “Daha çok ürünü veremeyeceğiz artık çünkü maliyetler gittikçe artıyor” demekte. Mart 2020’de Earlsfield’a haftada 25 kişi gelirken bu sayı şimdi 71’e çıkmış.
‘EVİ SATACAĞIM, ZOR ISINIYOR’
Manchester’da 12 yaşındaki oğlu Harry ile oturan 49 yaşındaki Joanne Barker-Marsh evde üşüdüklerini söylüyor. Baker-Marsh 2020’de yarı zamanlı işini kaybettikten sonra devletten aldığı pandemi yardımı da yakın zamanda kesilmiş. Doğalgaza ayda ödediği ücret ise 70 pound’dan 90 pound’a yükselmiş. Bir çocuk annesi olan kadın aynı zamanda ev kredisi de ödüyor.
Kadın tasarruf etme çözümü olarak evini satmayı düşünüyor. Baker-Marsh, “Evimi satıp daha küçük ve ısıtması kolay bir eve geçeceğim” ifadelerini kullanıyor. İngiliz hükümeti bu yıl vergilerden yaptığı fedakarlık ile vatandaşların yıllık enerji faturasını 350 pound kadar azalttığını söylüyor.
33 yaşında Londra’nın merkezinde 1+1 bir evde yaşayan Thomas Tonchev-Williams Covid-19 karantinaları zamanında bile bu kadar yüksek elektrik faturası ödememekten şikayetçi. 33 yaşındaki adam, “Evde daha az zaman geçirirken daha çok fatura ödüyorum” demekte.
*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin tamamı The New York Times’ta Eshe Nelson imzası ile yayımlanan ‘From Liverpool to London, Tighter Wallets and Colder Homes’ isimli makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel